5 Aralık 2011 Pazartesi

Geçmiş-Gelecek


merhaba ben sokakta bir polis gördüğünde kılıfından sarkan silahı çekip etrafa ateş etmek yönündeki ani dürtü. her insanın böyle bir hayali var sadece sen değilsin.



    Sizce gençlik veya yaşlılık diye birşey var mı? Belki de bu sadece bakış açıları ile şekillenen bir olgu. 55 yaşındaki bir adam kendini görmüş geçirmiş sayar ama 84 yaşındaki biri için o adam hala göreceği günleri olan genç bir insandır. Genel kabul-geçerliliğe bakarsak 20 yaşında olan ben, genç bir insanım. İnsanlar geleceğin nasıl şekilleneceğini bize yani benim yaş grubumdakilere bakarak hayal ediyorlarsa yanılıyorlar. Geleceğin nasıl olacağını bilmek isteyen insanların bakmaları gereken yer başka. Geleceği en iyi  anaokulu öğretmenleri tahmin eder bence. Acaba gelecektekiler bizim neslimize bakıp ne düşünecek? Geçmişteki insanların yaşamını incelediğimizde verem ve tifodan milyonların ölmesini veya bir telgraf sisteminim işletilmesi için gereken çabayı şaşırtıcı buluyoruz. Peki gelecekteki insanlar bu zamana bakıp neyi tuhaf bulucaklar ? Gelecekte yaşayacak insanlar ile ilgili tahmin etmeyi pek beceremesem de  geçmişte insanların kullandıkları metal araçları birbirinin üstüne sürüp öldüklerini öğrenince şok geçirecekler buna eminim.


    Her yaş grubunun zamanı değerlendirmesi ve gelişmelere verdikleri tepkileri çok ilginç buluyorum. 10 basamaklı yaş grubu İran-Twitter ve Arap Bahar-Facebook gibi ilişkilerin doğurduğu gelişmelere "ya ne olacaktı?" türünden yaklaşırken bu yaş grubundan iki üç kat daha fazla yaşamış olan insanlar ise aynı konuya daha "farklı" ve abartılı yaklaşıyorlar. Akademisyenler bu konuya öyle bir ciddiyetle bakıyorlar ki bu tutum yüzünden onların sahip olduğu bilgi birikiminden ve tecrübeden yoksun genç insanların görebildiği noktaları kaçırıyorlar. Yaptıkları çıkarımlar feci ölçüde pesimist olabiliyor veya geleceğin getirebileceği sayısız ihtimalden bihaber sonuçlar oluyor. Dolayısıyla bu insanların gelecek tahminlerini ve çıkarımlarını pek doğru bulmuyorum.


   Yaşça büyük insanların geleceği tahmin ederken çokça yanılmalarının nedeninin geçmişe duydukları özlem olduğunu düşünüyorum. Avrupa ve Amerika ( güney ve kuzey her iki kıta ) kıtalarında yaşanan halk isyanlarını 60'lı yılların hareketlerine benzetmelerine ne demeli? Peki, tamamiyle yanlış bir benzetme denemez ama şimdiki isyanların organize oluşları, sebepleri ve özellikle de HEDEFleri o kadar başka ki 50 yıl öncesinden... 60 neslinin yaptıkları arkasında belli bir ideolojisi olan ve otoriteyi yıkmak isteyen devrimci bir hareket idi. Şimdiki protestocuların ise neyi amaçladıkları pek bilinmiyor. bence onlar bile ne yaptıklarını bilmiyor. OWS hareketini ele alalım. Buradaki insanların istediği adaletli dağılım reformu kendileri tarafından makul bir istek gibi görünebilir ama reel sistemde istedikleri şeyin olması imkansız. OWS insanları eğer illa bir değişiklik  istiyorlarsa düzenin bir parçasına değil düzenin kendisine karşı harekete geçmeliler.


   Konu dağıldı gitti. Yine de kullanmak istediğim görsel için yeteri kadar yazdım diye düşünüyorum.




5 yorum:

  1. Kız güzelmiş ((((:

    YanıtlaSil
  2. Arap baharının bir bahar olup olmadığını her şeyde olduğu gibi zaman gösterecek, koşullar değişse bile sosyal tavırlar değişmeyebiliyor. Gelecek gelişmek demek olsaydı, Yunan Medeniyetinden sonra insanlığın kültürel evriminde çok alınmış oldu. 1000 yılı aşkın süre neden beklenildi o zaman. Yeni neslin en büyük çılgınlığı kendini önceki nesilden ileri bir konumda görerek bu içselleştirmesi. Bu çok bir yanılgı, Prusya üniversitelerinde 19.yy'da verilen eğitimi bugün bırak Türkiyeyi ABD bile veremiyor. Neslin bu nedenle ben neredeyim diye sorgulaması çok önemli İbrahim.

    YanıtlaSil
  3. ama prusya üniversitesinde bugun öğrendiğimiz şeyler var mıydı? teknolojik olarak ilerideyiz therefore daha ilerideyiz önceki nesilden. ama bakış açın güzel. kilisenin karanlık çağı olmasaydı yunan kültürünün rüzgarı eminim avrupayı bugünkünden çok daha ileri götürürdü.

    YanıtlaSil
  4. hatun kim bu arada ?

    YanıtlaSil