5 Mayıs 2011 Perşembe

Sansür

Duştan sonra havluyu omzunuza attığınız zaman gerçek bir romalı gibi hissediyorsanız daha ölmemişsinizdir.

Her sansür hareketi devletin ömrünü elli yıl uzatır. Toplumun dış dünyaya entegre olmasını ne kadar erteleyebiliyorsa o kadar vakit kazanırlar. Ama değişime daha ne kadar direnebilirsin ki? Eninde sonunda yönettiğin toplum senin güdümünde değil de globalleşen ve yek vücut olarak hareket eden bir organizmanın parçası haline gelecek. Değişime direnmek nafile bir çabadır.

Öyleyse devlet neden hala sansür silahını hala kullanıp ölmeden önce son kozlarını oynayan bir hasta gibi davranır? Bunu açıklamak çok zor. Sanırım devleti yöneten kesim devlet ne kadar uzun süre devam ederse o kadar iyidir diye düşünüyor olmalılar. Sansür ile insanları durduramazsın ki? Bu konuda yetkin bilgiye sahip olmayı bırakın sadece internetteki talimatları takip eden bir insan bile tekrar senin yasakladığın bilgi kaynağına ulaşabilecek. İnternet sayesinde kendine ait bir gemin oluyor bilgi dünyasında. Devletin koyduğu sansür ise sadece birkaç ufak fırtına ve dalgadan ibaret gözümde. Sansürle mücadele edenlere tavsiyem biraz beklemeleri olacaktır. Sansür mekanizması çok ileri olabilir ama o ne kadar güçlenirse ona karşı oluşturulan teknikler de aynı oranda gelişecektir.

Bence devlet “değişimi nasıl engelleyebilirim” yerine “değişen dünyada nasıl bir konum almalıyım” diye düşünmeli. Eğer varlığını idame ettirmek istiyorsa değişime ayak uydurmak lazım. Hatta değişmeden kalması imkansız olduğu için bu safhayı da geçip en çabuk nasıl adapte olabilirim diye kafa yorulması gerek. Maalesef devletin kademelerindeki insanların internete yaklaşımları feci derecede eski. Kaan Sezyum'un ulaştırma bakanlığı hakkında
Adamlar internetten sorumlu internete bakıyorlar ama aynı zamanda trene de bakıyorlar” 

diyerek dile getirdiği espritüel yaklaşım resmen 10 sayfalık bu içler acısı durumu mizahi bir dille tek cümlede ifade ediyor.



Son olarak benim de çok ziyaret ettiğim ekşi sözlük adlı sitenin altında yazanların bir kısmını paylaşmak istiyorum:

 ...devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler...devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder