4 Ocak 2016 Pazartesi

The Happening - Log 1

1 Ocak 2016 Dünya tarihinin değiştiği olağanüstü bir geceyle başladı. Türkiye'deki gazetelerin manşetinde hep aynı olay vardı: bir gecede yağmalanan onlarca evcil hayvan dükkanı.

1 Ocak gecesi İstanbul'un çeşitli yerlerinde 120 adet evcil hayvan dükkanı yağmalandı. Camları kırıldı, kafesler açılıp hayvanlar salındı. Dükkan sahipleri polis hattını kilitledi. Ama zaten ulaşabilseler de o gün herhangi bir karakolda polis bulabilceklerini sanmam çünkü herkes sokakta hayvanların yol açtığı sorunlarla meşguldü. Cuma gecesi Beyoğlu nezarethanede sarhoşlar, hapçılar ayyaşlar veya kavga çıkaranlar yerine maymunlar vardı. Polisler onlara muz atıp özçekim yapıyordu telefonları ile. Facebook' da insanlar #TheHappening altında başıboş hayvanlarla çektikleri fotoğrafları paylaşıyordu.

Kamerası olan dükkanlarda görüntü anı kendi kendine patlayan camlardan ve sonrası kafeslerden deli gibi dışarı akan köpek, kedi yavruları, çeşitli kuşlar, kertenkeleler, envai çeşit hayvanlardan ibaretti.

Bu süre zarfında istanbul sokakları kaos içinde kalsa da halk olaya çabuk uyum sağladı. Pek çok yerde arkadaşlarımın söylediğine göre belediyeden gelen ekipler hayvanları toplamada zorluk yaşıyordu. İnsanlar sokaktaki hayvanları vermek istemiyordu. Karagümrük mahallesinin maskot yaptığı iguanayı almak için çevik kuvvet müdahale etmek zorunda kalmıştı. Haberini bizzat ben yaptığım için sonunu da söyleyeyim polisler eli boş döndü. 

Devletten gelen doyurucu tek bir bilgi yoktu. Polis ile ağız birliği edercesine '' Soruşturma sürüyor'' diyorlardı. Eminimki onların da olaya dair tek bir fikri yoktu. Görüntü yok, parmak izi yok, çalınan bir eşya yok. R.T. Erdoğan bile bundan mağduriyet çıkaramadı o derece alakasız o derece saçma bir olaydı. Kamuoyu baskısı artınca bir sabah Greenpeace üyesi 55 kişiyi gözaltına aldılar. Sorgulama bittikten sonra hepsini serbest bırakıp '' Olayın organize bir suç örgütü tarafından gerçekleştiğine dair kuvvetli delilleri'' olduğunu söylediler. 

'' Bu işin altında ne yatıyor bilmiyoruz ama sanmayın ki Türk halkının birşeyden haberi yok gibi göründüğüne. Halk herşeyin farkında! ''. Bu lafı eden köşe yazarının ismini vermek istemiyorum. Baş harfleri Y. Ö. olsa da. Halk nezdindeki en popüler komplo teorisi bu saldırıların Cem Uzan ve PKK'nın organize ettiği bir iş olduğuydu. Cem Uzan ya da Cemil Bayık'tan bir yalanlama gelmediği sürece 50% doğru sayılır diye düşündü herkes. 

Çok büyük bir laf etmek istemiyorum ama sanırım bu olaya dair tek ipucuyu ben buldum. 




5 Mayıs 2013 Pazar

Irak Saldırısı Anıları




Bu anlatacagım olaylar amerikanın bizimkilerin başına çuval geçirmesinden önce oldu. Kerkükde türk ileri karakolunda iletişim subayı olarak çalışıyordum.
Irak o zamanlar cehennem gibi yanıyor. Neyseki syumuuz yıiyeceyğimiz herşeyi sağlamışlar. Ben de arada komutanlarımın isteğine göre rapor yazıyor yolluyorum ankaraya. Günler burada çok uzun geçiyor. Cehnnemvari bir sıcak var ve sanki bu sadece hava değil seni yurtmaya hazırlanan kocaman bir canavar. Ağzını açmış ve o berbat şehir ve çöplük ağız kokusunu hissedebiliyorsun.  Dudakların gözlerin hertarafın kupkuru ve ufacık bir ıyrık bile senin derini tahriş ediyor. Komutanlarımız sürekli su için dese de işe yaramıyor. Sen boğazda turlayan adamı deniz havası solumus adamı buraya getirirsen olacağı bu. İki hafta sonra bayılan ayılanlar aoldu gönderdiler bunları geri. Onlar gidince kalan işleri de biz bölüştürdük. Nöbeti çayı osu busu derken kafayı yiyecek noktaya geldim.

Bazen düşünüyordum. Elimde silah da var sık kafana kurtul işte. Sonra sonra bu deli düşüncemden vazgeçip ne işim varsa o an ona yoğunlaşıyordum. Benim tertip geldi birgün. Görev varmış. Üst düzey komutanları da alıp amerikan karakoluna götürecek orada ıraklı yetkililerin yaptığı toplantıya yetiştirecekmişiz. İyi tamam dedik. Şehir merkezine kadar götürdük adamları. Sonra siktirin gidin asker. Dışarısı sıcak aracın içi ise bildiğin sauna. Çıktım dışarı mecburen. Zaten bunların toplantısı yarım günü bulur. Bu salak ıraklı polislerin bombalı saldırılara karşı aldığı önlemleri anlatması uzun sürer.

Geziyorum sokağı çarşı pazarı. Gölgeden yürümeye çalıışıyorum hep. Ggün ışığının olduğu yerler skeri paltoma değdikçe sanki tavada yanmışım gibi hissediyorum. Bir tane dodurmacı gördüm. Şir yah diye kocaman yazmışlar duvara. Şir ne demek bilmiyorum ama yah soğuk demektir arapçada. Girdim içeri one ice cream please mlease diye derdimi anlatıcam. Baktım adam buyur abi hoşgeldin diye ağır bir doğu aksanı ile konuşmaya başladı. Ulan dedim sen ne güzel konuşuyorsun bir yandan da dondurmayı yerken. Malik ise (malik işte adamın adı) akrabalarının hatayda yaşadığını sık sık türkiyeye gelip gittiğini söyledi. Sultanahmeti falan bir anlatıyor bana vallahi gözümde tüttü istanbul. Bunla sohbet ediyorum ya ben şimdi ama bir yandan da farkediyorum adam yavaş yavaş derin konular açıyor. Askerlik de zordur ağam bilmem ne. Sizin ne çektğpinizi bilirim. Dedim ne biliyorsun anlat hele. Bu malik sonra ikinci işinden bahsetti. Bizim maliksıkı durun bizim malik meğersem aynı zamanda pezevenk malik olarak da biliniyormuş. Bunun arapçasını da sööyleyim. Neyse zaten anlamazsın. Pezevenk malik amerikalılara belçikalılıara almanlara fransızlara kanadaalılara türklere falan yedi milletein askerlerine kadın ayarlıyormuş. Dedim malik efendi iyi tamam anlatıyorsun bunları ama ya ben gidip komutanlarıma söylesem bunu ? senin ananı sikip bırakmazlar mı dedim. Yok dedi meğerse benim komutanlar da onun  müşterisiymiş. Dedim allah canını almasın ne işler dönüyor lan burada. Sonra malik iyice samimi oldu. Abi istersen yeni bir mal var. Gel istersen ? 8 aydır yengeniz elizabeth ile sürdürdüğüm düzeyli ilişki sonucu abazanlığım zaten sıcaktan amcıklamaya başlamış beynime vurdu. Gidelim lan malik.

Bunun dükkandan çıkıp ara sokaklara daldık. 5 10 dakika sonra vardık bir tahta kapıya. Malik buna 3 5 kez vurdu. Kapı açıldı. Malik ile ben içeri girdik. Evin pencerelieri sımsıkı örtülmüş içerisi kapkaranlık. Sonra malik efendi ışığı açtı. Gözüm kamaştı bir an. Sonra oturduk malik ile oradaki anası sikilmiş koltuğa pazarlık ettik. Malik türkleri severmiş. Bana da kıyak geçti. Dedi senin için 25 dolar. Bak herkese 50 dolar sana 25. Türkiyeyi sevdiğim için o da. Dedim malik eyvallah sağol. Uzattım buna 30 dolar. Dedim iyisinden olsun. Malik başladı kadını övmeye yok böyle güzel şöyle güzel. Biraz kilolu ama herkes deli oluyor bu kadına dedi. İyice meraklandım. Sonra havlu paçavrası gibi duran meğerse kapı olan şeyi açtı beni odaya soktu. Odada bir yatak var bir de kocaman bir çarşaf dağı. Sonra kapıyı kapattı bu.

Ben soyunup kadını bekleyim dedim. Soyundum herseyi. Oturdum çarşaf yığının üstüne. Oturmam ile kalkmam bir oldu. Asker olmasak rpg gerçek kurşunlar gece baskınları ile eğitilmemiş olmasam kız gibi çığlığı basıcaktım vallah. Meğerse çarşaf yığını dediğim kerkük jabbası kocaman şişko bir hatunmusş. Zaten sıcak dioyrdum size evin içi. Bir de bu karı yatağın yorganın altına girmiş terlemiş tostoparlak olmuş terden. Çarşafı açınca yemin ediyorum 40 bin yıllık mezopotamyadan beri biriken küfün ve ter in karışımı bir koku odayı bastı. Nasıl iğreniyorum nasıl iğreniyorum anlatamam. Bir yandan da malik e küfrediyorum bir yandan tezkereye küfrediyorum bir yandan buraya gelen talihsizliğme küfrediyordum. Kadın diyemeyeceğim bu bataklık yaratığı açtı iki bacağını derin mi derin kuytu kapkaranlık bir yeri gösterdi ve beklemeye koyuldu. Ben de sırat köprüsünden geçecek kadar sinir birikmiş. Allah kahretsin inceldiği yerden kopsun dedim. Küçük osman korkudan sinmiş götüme geri kaçmış. Onu sokamıyorum e bari önce ben bu deliği bulayım. Lap diye kolumu daldırdım. Kolum çıplak ten ve ter arasında vujıpppp diye kayarak kayboldu. Omzuma kadar kadının içinde buldum kendimi. Dedim bari o zaman diğer elimi de sokayım. O da girdi rahatça. Sonra gözlerimi kapadım. Nefesimi tuttum ve bu sefer başımı soktum. Kaygan pis ama geniş bir yere gelmiştim. Omzum ellerim ve başım kadının içindeydi. Askerlik sırasında yaptığım karın kasları işe yaradı en sonunda gövdemi bacaklarımı da aldım içeri. Artık kadını kontrol edebiliyordum. Ayağa kalktım. Sanki dünya benle ayağa kalkmış gibi oldu. Çıktım odadan kapıdan sığmayacağımı bildiğim halde. Bir baktım kerpiç duvar da benimle birlikte çıkmış odadan yuh. Ama zaten orada kerpici bırak titanyum olsa bu kadının cüssesi karşısında ezilirdi. Malik orada koltuğa yayılmş tesbih çekiyor. Duymadı beni pezevenk. Tuttum bunu fırlattım pencereden. Adam uçtu karşı evin duvarına pat diye yere düştü. Dışarı çıktım. Kadının gözlerini de kullanabiliyordum. Dışardaki zavallı yerel halk daha önce hiç böyle birşey görmemiş. Resmen yokedici deccal gibi ortalıkta geziyor arabaları kaldırıp havaya atıyordum. Çok geçmeden amerikalılar geldi. Hummer lar helikopterler m3 ler. Pozisyon aldılar ve tatata ateşe başladılar. Kurşunlar dış zırhımdan kayıp sekiyordu bana birşey olmuyordu. Hızımı aldım koştum koştum bu hummer a bir tekmeyi koydum. Hummer büyük bir sarsıntıyla havaya uçtu uçtu güm diye helikoptere girdi. Askerlerin altına sıçtığını görüyordum. Daha yoğun ateş etmeye başladılar. Artık kurşunların hepsi sekmiyordu bazısı kadının içine geçip gidiyordu. Allahtan cüssesi inanılmaz büyük kurşunlar beni hedef alamıyor. Bir de kendimi göbek kısmında konumladığım için oradaki zırh çok iyi bir şekilde beni koruyor. Daha fazla burada kalamayacağımı anladım. Zaten AR Pİ Cİİİİİ diye böğüren amerikalı askeri duyunca yolun sonunun geldini anlamıştım. Havaya zıpladım. Bu arada kendimi kadının götünden sıçtırtırarak tekrar dünyaya geldim. Terkedilmi sokağın tekine düştüm. Ben düşerken o askerin attığı rpg kadına çok güzel isabet etmiş ve havada vurmuştu. Her tarafa bok iç organları ceset parçaları düştü. Ben zaten kadının içinde onlardan nasibimi aldığım için alışıktım. Ama askerler şok geçirmişti. Bütün bağdat caddesi boydan boya kan bok ve bağırsak oldu. Ben malikin evine geri gidip üstlerimi giydim ve araca döndüm. zaten komutanlarım falan hiçbiri yüzüme bakmadı gelirken. Üsse geri götürdüm onları sonra karakola gidip duş aldım. Duş alırken de bir daha ayaküstü kadın pazarlamasına karışmayacağım diye üstüste yemin ettim. Bu olaydan sona 3 hafta osman benle konuşmadı. 

4 Mayıs 2013 Cumartesi

Lise Hatirasi




Burak i liseden taniyordum. Lise 2 de ayni sirada yolumuz kesisti. Surekli babasinin zenginligi ile ovunen bir cocuktu. Bu eksik ozelligine ragmen etrafinda bircok arkadasi vardi. Uzun boylu, zenginler gibi semiz olan bu cocugun tombul surtainda kendini begenmis o ifade ile bahcede gezdigi gunleri hatirlarim.

Lise hepimizin hatirlamasindan cok daha kisa surede bitti ve burak ile vedalastik. Ben bilgi universitesine burslu gittim. O ise cok prestijli ozel universite koc universitesine gitti. Birbirimizi tekrar gorecegim hic aklima gelmedi. Zaten liseden arkadaslarimla pek temasda bulunmazdim. Facebook tan beni ekledi. Ben de Kabul ettim. Burak ile konusmaya basladim. Nasilsin ne yaptin. Tum o siradan muhabbetler. Ben trt 1 icin calisan bir produksiyon sirketinde kameramanlik yapiyordum. Burak ise kendi tasimacilik sirketini acmis. Bana soyledigine gore 3 gemisi varmis ve bunlarla afrika ulkeleri, cin ve arap emirlikleri arasinda hammadde tasimacilik isini yapiyormus. Sevindim arkadasim icin. Hali vakti yerindeymis cok sukur.

Ne yazikki liseden kalma kibri gene kendini gosterdi ve iyice hava atmaya basladi bana. Laf arasinda tekirdagda bir kulubesi oldugunu, haftasonu ava gideceigini soyledi. Benim de gelmemi istiyormus. Biraz dag havasi guzel olurdu benim icin de ama ne yalan soyleyim burak a biraz gicik olmustum. Su anda isyerinde cok fena bir projemiz oldugunu ve  uzulerek gelemeyecegimi soyledim. Kac yildir konusmamisiz birsey yapmamasiz. Hem lisedeyken de o kadar yakin arkadas degildik. Bu kadar israrci olmasina anlam veremiyordum Burak in. Boyle geziler hayatta bir kere olurmus. Tum yol masraflarini o karsilayacakmis cebinden. Sanki bir lutuf yapiyormus gibi. Iyice kizmaya baslamistim ama benimkisi pasif agresif bir kizginlik. Tekrar ve tekrar burak in davetini reddettikten sonra bir firsatini bulup telefonu kapattim. 15 saniye sonra burak ile yaptigimiz konusmayi aklimdan cikarttim.

1 hafta sonra ise yazihanede kahvalti yapip cayimi icerken burakin fotograflarini tum gazetelerde gorunce nasil sok oldugumu tahmin edersiniz. Gazeteler, kelepceli fotograflari, iki sivil polisin eslik ettigi burak in yakin arkadasini tekirdagdaki kulubesinde canice katlettigini yaziyordu. Polis, kurbanin yakin cevresinde yaptigi sorgulamardan sonra buraka ulasmis ve burak herseyi itiraf etmisti. Bu da yetmezmis gibi adamin gunluk tuttugu da ortaya cikti. mansetleri butun hafta o gunlukten alintilar susledi. Megerse bu cinayeti cok onceden bir  arkadasi ile birlikte planliyorlarmis. Kulubesine pek cok kisiyi davet etmis! Ama kimse gelmeyince plani yaptiklari arkadasi ile gitmis.. ve sonucunu biliyorsunuz. 

16 Şubat 2013 Cumartesi

Memento Mori Ölümü Hatırla

Britanya sanayi devriminin yükselişi ve Britanya İmparatorluğu'nun zirvesi olarak kabul edilen eski Victoria devrinde yasayan insanlar ölülerini gommeden once onlarla fotograf cektirirlermis. modern tibbin gelismedigi zamanlar oldugu icin cocuk ölümlerine sıklıkla rastlanirdi. bu yuzden fotograflarin cogu cocuklara ait. aile, ölmüş cocuklarinin hayatlarinda yer kapladigina dair son bir isaret olarak fotoğraf çeker ve genelde çocukları onların en sevdiği eşyalarla gömermiş.

eski devrin insanlarının ölüme yaklaşımının bizimkinden çok daha cesur olduğunu kabul etmek lazım. bizler ölüden kaçarken onlar ise son fotoğrafı çekecek kadar yaklaşabiliyorlar.

beni bu fotoğraflar içinde en çok ürkütenleri hangisinin ölü hangisini canlı oldugunu ayırt edemediklerim.

















aramızda bu adeti hala yaşatanlar var tabi


12 Şubat 2013 Salı

Akcigerimizdeki Goriller


radyoloji uzmanlari arasinda yapilan testte radyolojistlerin 83% unun fotograftaki gorilin farkinda olmadiklari tespit edilmis. peki bu insanlari endiselendirmeli mi ? hem evet hem de hayir bu sorunun cevabi. beynimizde adaptif korluk denen bir reflex var. dusunun bir yolda arabayi surerken gordugumuz her farkli insana, arac plakalarina, yol ikaz isaretlerine dikkatimizi veriyor olsaydik buyuk ihtimalle kafayi yerdik. bunun gibi seylerin olmasini beynimizdeki adaptif korluk sayesindedir ve bu cok yararli birsey.

ayrica bir akciger tomografisine baktigimizda aradigimiz sey tumor veya organ bozukluklaridir. kimse bu fotografa bakip da bir goril aramaz. bu yuzden dikkati cekmez orada sap gibi duran goril.

kaynak: NPR ve Reddit ayrica Wikipedia.

http://en.wikipedia.org/wiki/Inattentional_blindness
http://www.npr.org/blogs/health/2013/02/11/171409656/why-even-radiologists-can-miss-a-gorilla-hiding-in-plain-sight
http://www.reddit.com/r/science/comments/18bgb6/83_of_radiologists_didnt_see_the_invisible/


bu fotograftaki tembel hayvani kac kisi gordu ?

18 Ocak 2013 Cuma

Hollywood - Neydim Ne Oldum




Çok güzel derler hep ama bence biraz ürkütücü. Sanki hiç göz kırpmıyor.



tenenbaum



Leo iyi yaşlandı. 



Natalie nin büyüyünce güzel olacağı belliydi.



Scarlett - Kızıl ajan avengers 2'de de olacak.



Elıjah Wood'un yeni dizisi Wilfred'i kesinlikle izleyin. Çıtır bir dizi.



Lindsay Lohan uyuşturucu batağında fotoğraflarından bıktım. Mean Girls halini seviyorum.



Başka bir güzel yaşlanan



Nedense hep kulakları ilgimi çekiyor with her spoon



Harika bir dönüşüm. Cruise bence Nicole Kidman'dan sonra dünyada yüzü en simetrik olan insan.



Milliyet gazetesinin uyuşturucu propagandası fotoğraflarından başka bu.



En sevdiğim aktrislerden. Donnie Darko'daki halini seviyorum.



Tuhaf



Hayır arkadaşlar. Çocukken kanser değildi fotoğraf tuhaf sadece.



Karizma



Yıllanmış nescafe gibi. Gittikçe koyulaşıyor



1967 doğumluymuş ben baktım merak etmeyin



Zaten yakışıklı olacağı tahmin ediliyordu ama bu kadar da değil.



Jodie Foster ne hetero ne homo. Ne de bi. Ödül konuşmasından sonra kafam bayağı karıştı.



16 yaşındayken operasyonla burnunu küçültmüş ama hazır oradayken gülümsemesini de aldırmış.



Hollywood Hollywood dedik bu adamı koymazsak olmazdı. Tim Burton'ın bodrumunda geçirdiği süre de solmuş biraz coni dep.



Niye koydum bu resmi ben de bilmiyorum. Seversiniz diye belki.



Bir Keanu Reeves bir de Kevin Bacon. Adamlar yaşlanmıyor. Bu ekolün ülkemizdeki temsilcileri Hakan Peker ve Tolga abi.



Muhteşem



Full House bir ara KanalD'de mi vardı ?


Veee şimdi de en iyi değişen erkek ünlümüzde sıra. Değişmek mi ? hayır değişmek değil pardon evrim geçirmek denebilir. Adam Levine' in işi var lan galada demiştim.

Karşınızda...








Veee ünlü değişimi kadın ödülü de şarkı söyleyen konserler veren hip bir dizi oyuncusu. Onu ilk defa bir noel filminde görmüştük. Geçirdiği evrim inanılmaz.







Taylor Momsen


Feel free to comment. Fotoğraflar http://areimages.tumblr.com/ sitesinden alındı. Bir dahaki sefere Christian Bale' in Terminatör 3 çekimleri sırasında set elemanına patlaması olayını yazıcam. Alın size bir sneak peak.




28 Mayıs 2012 Pazartesi

Destansı King Landing's Kuşatması Müziği



Game of Thrones...Nereden başlamak gerek bilmiyorum bu bölümü anlatmaya. Özlemle beklenilen epik bir savaş, karakterlerin kuşatma altındaki psikolojileri, kaos ve tabi ki ölüm. Bu bölüm için hiçbir spoiler vermiyorum. Sadece bölüm sonunda çalan muhteşem şarkıyı paylaşıyorum ve daha bu bölümü izlememiş olanlara derhal izlemelerini salık veriyorum.

Şarkının arkaplan bilgisi. Lord Tywin daha bebeykene Lannister bölgesinde iki tane lord varmış. Bu iki güçlü lord, Tytos Lannister a siktiri çekmiş. Birisi Tarbeck diğeri Reyne House of Castamere. Tywin Lannister babasının bu durumunu içine sindirememiş ve orduyu toplayıp bu iki lordun kaleleleri zapt eyleyip kaleleri yıkmış bu iki hanedandan kimseyi sağ komamış. Bu şarkı da Lannister'lara düşman olanlara bir uyarı olarak dilden dile dolaşmış gitmiş.

Hear me Roar !